24 Haziran 2010 Perşembe

truva tren mustafa - harun yavruoğlu

şarap ve kahramanlar
özlenen bir ses gibi selamlar
rü gecesini
ve şanlılar şerefine
bir kadın taranmakta

yarın varsan öleceksin
öleceksin utandığını görsem

kaç kadınla sevişti piçliğin
barış zayıflar için
zaman
taş ve demirle başlar
ve kötünün vahşi gücü şehvetten gelir
kalbine
ve saklanır hafızasında tarihin
çılgın fahişeler
ve atlar, kılıçlar
çok kürekli gemiler
ve kum kum dalgalar
seni de yakacaklar
öldüğün zaman

zafer yenikliğe saygı göstermez.
savulun meşin giysilerin gümüş çivili topuzları
düşmandan çalınan
konfetili yolculukların şehri
güzeldi aşk için
kör ahlak kimden yanasın

hırslıyım
yakar bu şehri denize karşı çığlıklarım
bir bebek
gemiler dolusu ağıt görür
rü gecesi
son sözü söyler gururun tehlikeli gerilimi
haram doğurur şeytanı
tanrıdan kork
kadını sev
ve çekin kürekleri
itliğin kıyısından

kahraman olmak ta zoruma gidiyor
haydi şimdi herkes ölsün
ben ölüyorum dudaklarımı ısırdıkça hırsımdan
hırslıyım
şahit ol
şehit dersin
mustafa
yalnızlık
ya cesur ya aptaldır
döğüş benimle
kimin var

yalan kapıyı açar
kilitler
hiçbir şey
gitar sololarında adın do re mi
benim çocuklarım
trende mustafa
rayda kadir
aslı ilkel ve şeytanca güzel
baştan çıkarma beni
şimdi kocankla seviş
yarın ölürüz

apollo korkaktır
kılıcı kahraman bir Ali bilirim
çöz ellerimi şekil ve biçimlere tapan cevapsız

zaferi krallar kutlasın
gemi silah avrat
ve tanrılar
aşk için ölüm diyor
yaşlılar için
laf
laf
laf

çok insan öldü
benim için
ölmesin soytarlar
yılan ve kartal kuşkulanır
neden susuyor şiir

neden çok gece oluyor
kadınlar neden doğuruyor geçmişini şehir şehir
öpüşe öpüşe ağlıyoruz
kalbim neden kılıç tuttu
korkuyorum

kale burcuna ölüm denizi dalga dalga vuruyor
vuruyor
vuruyor
hay hay hay
elde mızrak varken
elden ne gelir başka
şimdi sevdalı geçmişimi çalmış çağdaş serüvenler
ölmeli artık
bu aşkın şerefine hay hay hay

aşk ölmek içindir aslında aslı
korkuyu yen
haydi
sevda cesurdur
barış kafa karıştırır

geceler kıskanır bir birini
kanserli göğün altında
sonumuz irinli hüzün
haydi ölmeliyiz

şehvet domuzdur ölmeliyiz işte
birinin sana kaybetmesi için
kehanetler
öldüğümü müjdelesin dağlar beyine
bir kadın tadında geceler mum sarısı
ayva turunç narım var
gece yarısı

gün kamlı başlıyor şimdi
öteki yarısına
akileos’un öfkeleri
mızraklı
kaç kuzen
kaç baba
kaç oğul öldürdü truva

aşkına rü gecesi
haydi kurtlar dağlara
kadınlar sevilmek için
sabaha kadar barış
trende mustafa
rayda kadir
nayda nayda nanayda

Harun
Yavruoğlu ağst 07

İhanet- harun yavruoğlu


ihanet
afrodit bakışlı ruh
korsan gülüşlü barış
bürütüs hilesi paslı bıçak
kan lekesi sırtında
Sezar’ın

ihanet
vefasız gecede
akrep kuyruğu yarin koynunda
yeşil kurt sarı yaprakta
kör vicdanda en çukur nokta i h a n e t

ihanet puşt ölüm
bir yan bakış
kırmızı öpüş
yırtık suret anılar
dokuz kurşun yürekte
kızıl tilki duruşu
kanlı ölüm barışta

i h a n e t
ihanet dişi maymun cilvesi
yatsı mumu
irin yağmuru aşk beyazında
hayalet gülüşü
ölüm sancısı
çığlıklarını arayan hüzün
son vuruş ölümden önce ihanet

ihanet
dudağı çatlamış toprak
suyu çekilmiş kuyu
cehennem böceği
kör testere ihanet
böler uykuyu

sarı mum ışığında kanı çekilmiş surat
kuyruğunu yutan yılan
sofrada ayak izi
kutsal yerde eli kanlı
kör kuyuda otuz bin delikanlı
ihanet

sessizliğe düşen acı
canına küsen aşık
soyunan ruh
çirkin bela
ben hasan
sen Hüseyin
ve ihanet kerbela

99

17 Haziran 2010 Perşembe

Ve

Tutarken acıları kalbinde
titretir korkuları
bir ceylanın göğsünü
ve
çekilince zaman
ömründen
yatar sessizliğin bağrına
ve çamurda ara kendini
ve
kalbini sor taşlanan yüreklere
t o p r a k
tenimin önceki hali
sonraki hali ruhumun kan çiçeği
küfürden ayır dilimi
h ü d a
ve seslerin karasından
kulaklarımı
haydi
başkası olmadan yüzün
körün görmemesi
gülün kırmızı kokması gibidir
rüyaların olayım
gitme
döneceksin
neden ve niçinleri
ve söyleme kendine
içersin bir solukta
seni bitiren zamanı
ve
cel
le
s e n a u k e
harunyavruoğlu_2005-10-27

15 Haziran 2010 Salı

sitem - harun yavruoğlu




kayalar gibisin kara keçi inadında
yorar beni kundakçı sükunetlerin
ve ağır ve keskin ve sağır
ve uyum içinde çakıl gibisin
Hacer-ül
buz gibi kızgın gözlerin
yüreğin kum kum Kardeş
ve kül gibi sıcak
duman gibisin
zifinkayam
orman gülüm
sofrada aşım
soğuk uzayda göktaşım
gözyaşım
taş değil gibisin
taşa geçer sözüm
iki gözüm
küsmüş güvercin gibisin
yüreğimde

2010

12 Haziran 2010 Cumartesi

haftanın şiiri- harun yavruoğlu

sarı
çiçektir dervişe baba diyen uykusuz ve yetim
kurutulmuş ölümdür balya balya,
bir kalaksı yıldız hıncahınç
moldovalı bir kızdır
çil çil altın yüklü bir gece
güneş tadında kumsal yanığı

kınından çekilmiş şimşek çocukluğum
ya da hızımı kesen ışık arsızlığı
öteki evin boyası akar gözlerimden,
tabutumun tahtasındaki sukunetim.
erkeksi bir muz olur ellerinde
ayağımın altında kabuk bağlar gözlerimi

mavinin en kötü huylu karısı
ve üvey annesidir tüm yeşillerin
vicdansız
ve bu yüzden cesur
ve bu yüzden
yüzüne bakamam dişlerim kamaşmadan
kırgınım
çaresiz ve yalnız.
sapsarı olur yüzüm hüznümden
bu yüzden

Harun yavruoğlu 2010
adımız hecevehece
gönlümüz şiir
ve
şiir
Harun  Yavruoğlu'nun kaleminden Mustafa kemal Atatürk